‘’İnsan neden yazar sayfalarca? Düşünülebilir mi kâğıttan ve kalemden ayrı? Ya da nasıl yazar insan? ‘’Yazmak aslında yalnızca var oluşun değil bedenin de bütün tözünün kalem ve yazının kanallarından kâğıdın üstüne çiziktirdiğimiz şu küçücük izlere akıtılmasıdır.’’ demiş Michel Foucault. Nasıl da doğru!
Bence; bir kez fark edince insan yazmanın iyileştirici gücünü ve efsununu, bırakamıyor bir daha, vazgeçemiyor yazmaktan. Yazmak sığınacak limanı oluyor kişinin. Mürekkep, kalem, kâğıtlar, kelimeler, cümleler bir araya geliyor ve bir liman oluyorlar. Bireysel, kişiye özel ve en güvenli liman. Vicdan oluyor aynı zamanda, varlık oluyor, zihin oluyor, kalp oluyor, insan oluyor, hayat oluyor, yaşamak oluyor, hatalar oluyor… Hem her şey oluyor yazmak hem de her şey sebep oluyor yazmaya. Bu bir döngü oluyor; tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan döngüsü gibi. Ve var olmaya devam ediyor, ilelebet. Var oluyor her mürekkep damlasında, her cümlede…Bence yazmak da hakkında sayfalarca yazılabilecek bir konu! Kendimce üzerine düşündüğüm, yazdığım, döngüsünde kaybolduğum bu eylem hakkında var mısınız birlikte de düşünmeye?”
2 Ocak 2022 Pazar günü, saat 20.00’de Enstitü Fabrika Sendikal Yapılanma Birimi Sorumlumuz, Yazar İrem Asya Şallı ile gerçekleştireceğimiz ‘’Yazma Sürecine Dair’’ adlı sohbetimize hepiniz davetlisiniz!